Lider Erdoğan: Yeni müjdelerimiz olacak

Azerbaycan ziyareti sonrasında açıklama yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, aralarında ÜLKE TV Genel Yayın Yönetmeni ve Haber7 Müellifi Hasan Öztürk’ün de olduğu gazetecilerle yaptığı söyleşide gündeme ait değerli açıklamalarda bulundu.

Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şu halde;

SORU: Geçtiğimiz günlerde 75 milyar metreküplük bir doğal gaz keşfinin muştusunu verdiniz. Türkiye, hem kendi sonları içerisinde hem de yurt dışında güç faaliyetlerini sürdüren bir ülke haline geldi. Bu çalışmalarda son durum nedir?

Yakın vakitte farklı noktalarda yeni muştular verecek misiniz? Bunun yanında Türkiye’nin birebir vakitte bir güç ve ticaret merkezi olma amacı bulunuyor. Buna dair son gelişmeler nedir?

TÜRKİYE’NİN GÜÇ TİCARET MERKEZİ OLMA HEDEFİ

CEVAP: Türkiye güç alanında elde ettiği başarılarla yetinmeden inşallah yoluna devam edecek. Güç alanında elde ettiğimiz her muvaffakiyet yalnızca ekonomik değil, birebir vakitte stratejik bir kazanımdır. 75 milyar metreküplük doğal gaz keşfi Karadeniz’de sürdürdüğümüz ağır ve planlı çalışmaların bir eseridir. Türkiye artık sadece güç ithal eden bir ülke değil güç keşfeden ve potansiyel olarak ihraç edebilecek bir ülke pozisyonuna gelmiştir. Her yeni keşif, her yeni güç sınırı, Türkiye’nin “enerji ticaret merkezi olma” hedefini ulaşılır kılıyor. Çok daha âlâ bir pozisyona bizi getiriyor, getirecek.

Rusya-Ukrayna Savaşı sonrasında Avrupa Birliği ülkelerinin güçte düştükleri durumu gördük, çok berbat. Bu duruma düşmemek için doğal gaz üzere stratejik kaynaklarda dışa bağımlılığın azaltılması maksadımıza emin adımlarla yürüyoruz. Ayrıyeten bu keşifler sayesinde Türkiye, bölgesindeki güç oyun kurucularından biri haline geliyor. Güç geçiş sınırlarının da merkezinde yer alan ülkemiz, doğal gaz üretimimizin artmasıyla yalnızca geçiş rotası değil, fiyatlandırmanın, depolamanın ve ticaretin yapıldığı bir merkez haline de gelecektir.

YENİ MUŞTULARI VAKTİ GELDİĞİNDE PAYLAŞACAĞIZ

Türkiye’yi güç alanında tarihi muştularla tanıştıran bir iktidar olarak yeni müjdelerimiz olacak. Vakti zamanı ve sırası geldikçe bu stratejik alanla ilgili müjdelerimizi milletimizle paylaşacağız. Üretimle alakalı yarın değerli bir kilometre taşını aşmış olacağız.

Boğazdan Osmangazi ismini verdiğimiz yüzer iletim platformumuz Karadeniz’e geçecek. İnşallah 20 yıl boyunca Sakarya Gaz Alanındaki gazı üreterek karaya ulaştıracak ve neredeyse 4,5 milyon hanenin gaz muhtaçlığını buradan karşılayacağız. 1 Nisan’da Türkmenistan’dan 27 yıl sonra birinci sefer gazı Türkiye’ye getirdik.

Yurt dışı ziyaretlerimizde ve vakit zaman bizi arayan Avrupalı başkanların doğal gaz taleplerini çok ağır alıyoruz. Bulgaristan, Romanya, Macaristan, Sırbistan buralara doğal gaz ihraç eder hale geldik. Şubat ayında Pakistan’a yaptığımız ziyaret sonrası arkadaşlarımız Pakistan’a gittiler ve Pakistan Devlet Şirketleriyle Türkiye Petrolleri, Pakistan’da karada iki alanda arama konusunda anlaştı. Bugün de denizlerde arama konusunda mutabakata vardık, çalışmalarımıza da yakında başlayacağız. Somali’de faaliyetlerimiz devam ediyor. İnşallah Libya ve öteki ülkelerle bir arada bu çalışmalarımızı ağırlaştırarak devam ettireceğiz.

SORU: “Aile 10 yılı” yaklaşımınız bu bahiste yeni ve güçlü adımlara işaret ediyor. Önümüzdeki süreçte ufukta görünen “nüfus krizi”ne karşı hangi önlemler alınacak?

EN BÜYÜK SERMAYEMİZ NÜFUSUMUZ

CEVAP: “Aile 10 yılı” vizyonumuz yalnızca demografik bir strateji değil. Toplumsal, kültürel ve ekonomik manada esaslı dönüşümler içeren kapsamlı bir devlet siyaseti olacak. Nüfus sıkıntısı asla ihmal edilmemesi gereken stratejik bir bahistir. Bunu hafife almamak gerekir. En büyük sermayemiz nüfusumuz, lakin bu bahis maalesef daima bir kenara atıldı. Nüfus problemi ülkemizin geleceğini direkt ilgilendiren bir konudur ve ciddiyetle ele alınması gerekir. Toplumun temeli olan aile kurumuna yönelik gizli-açık taarruzların farkındayız.

Geleceği inşa etmek istiyorsanız aileyi büyütmek ve güçlendirmek zorundasınız. Biz bu vakte kadar hangi başarıyı elde etmişsek, dinamik nüfus yapımız ve güçlü aileler sayesinde mümkün olmuştur. Bundan sonra da aile yapımızı güçlendirecek ve dinamik nüfus özelliğimizi koruyacak önlemler almak zorundayız. Toplumları felakete sürükleyen, aileleri paramparça eden sapkınlıklardan, berbat alışkanlıklardan ailelerimizi korumak için elimizden gelenin ötesine geçeceğiz.

Özellikle de doğurganlık suratımızdaki gerileme, tehlike çanlarının çaldığını gösteriyor. Buna kulak tıkayamayız. Türkiye’nin genç nüfus avantajını sürdürebilmesi için aile kurumunun desteklenmesi, doğurganlık oranlarının artırılması ve aile yapısının güçlendirilmesi gerekiyor. Nüfusun yaşlanması yalnızca Türkiye’nin değil, birçok gelişmiş ülkenin karşı karşıya olduğu bir krizdir. Bu yüzden biz bu süreci beklemeden önleyici siyasetlerle karşılamak istiyoruz. Aile kurumunu güçlendirirken güçlü aileler kurmak için gençlerimizin önüne çıkan manileri de kaldıracağız. Memnun evliliklerin yolunu açacak, sağlıklı nüfus artışını sağlamak için teşvikleri artıracağız.

Aile odaklı toplumsal dayanaklar, doğum teşvik paketleri, kreş ve eğitim altyapısı yatırımları, konut ve istihdam dayanakları bu çerçevede uygulamaya konulan ana önlemlerimiz. Toplumsal devlet olmanın bir gereği olarak aileyi güçlendirmek, korumak ve yüceltmek zorundayız. Ekonomik ve toplumsal dayanak projelerimizi artırarak devam ettireceğiz. Azalan doğum oranlarının emek piyasasında daralma, toplumsal güvenlik sistemine yük ve üretim kapasitesinde düşüş üzere zincirleme problemlere neden olabileceğinin farkındayız. Bu riskleri bertaraf etmek için bugün alacağımız tedbirler, geleceğin refah seviyesini belirleyecek. Bu siyasetlerle, orta vadede doğurganlık oranlarında gözle görülür bir artışı hedefliyoruz. Böylelikle yalnızca nüfus artışı değil, güçlü ve sağlıklı aile yapısının sürdürülebilirliği de teminat altına almış olacağız.

KAYNAK: HABER7